Google'ın Rekabet Karşıtı Davasının İç Yüzü: Hakikat Mücadelesi.

ABD Adalet Bakanlığı, Google'ın çevrimiçi reklamcılık teknolojisinde tekel olup olmadığına karar verecek davayı Virginia'da sürdürüyor. Davaya bakan hakim, Google yöneticilerinin yazdıklarına mı yoksa mahkemede söylediklerine mi inanacağına karar vermek zorunda kalacak.

Hükümet, Google'ın yayıncıların web sitelerinde görünen reklam alanlarını satın almak ve satmak için kullanılan teknolojide tekel oluşturduğunu ve sürdürdüğünü iddia ediyor. Google ise, hükümetin reklamcılığın çok dar bir dilimine odaklandığını ve daha geniş çevrimiçi reklam pazarında sosyal medya şirketleri ve yayın hizmeti sağlayıcıları da dahil olmak üzere rekabetle karşı karşıya olduğunu savunuyor.

Davada hükümetin kilit tanıklarının çoğu, e-postalarda, sohbetlerde ve şirket sunumlarında yazdıklarını reddetmeye çalışan Google yöneticileri ve çalışanları oldu. Örneğin, bir Google ürün müdürü olan Jonathan Bellack, 2016 yılında Google'ın reklam platformu, borsası ve büyük bir ağa sahip olmasının bir sorun olup olmadığını sorgulayan bir e-posta yazmıştı.

Bellack, duruşmada bu e-postasını “geç saatlerde, jet lagliyken yazılmış saçmalıklar” olarak nitelendirdi ve Google'ın reklam alıcıları, satıcıları ve aracıları kontrol etmesinin bir sorun olduğunu düşünmediğini söyledi. Ancak Adalet Bakanlığı, Google çalışanlarının gerçek zamanlı olarak yazdıklarının gerçeği daha doğru yansıttığını savunuyor.

Virginia'daki dava, Google'ın arama motorunun yasadışı bir tekel olduğunu ilan eden Columbia Bölgesi'ndeki bir yargıcın kararından sadece bir ay sonra başladı. Her iki dava da Google'ın dijital reklamcılık pazarındaki hakimiyetini ve bu hakimiyetin rekabeti nasıl etkilediğini ele alıyor.